Bir yandan kaynağı Tanrı Dağları olan ve Orta Asya'ya hayat veren zengin su yatakları, diğer yandan dağlar, yaylalar ve ovalardan oluşan engebeli ve değişken bir coğrafi yapı ve ayrıca tipik bozkır iklimi ve toprağıyla şekillenmiş ekosistem, başta Kırgızistan olmak üzere, Orta Asya'ya hem türler, hem de türlerin genetik yapıları bazında zengin bir çeşitlilik sunmuştur. Bu mevcut zenginlik; yapılacak bilimsel araştırma ve uygulama faaliyetleriyle keşfedilmeyi ve mevcut potansiyeli ile bitkisel, hayvansal ve mikrobiyolojik potansiyeli kullanılarak tıp, ilaç, gıda, tarım, hayvancılık ve çevre konularında değerlendirilmeyi beklemektedir.
Söz konusu çeşitlilik üzerinde yapılacak araştırılmalar; ekosistemlerin ve ekolojik yapının korunması, yaşanılabilir ve sürdürülebilir doğal ortam ve insan-doğa ilişkisinin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için de önem arz etmektedir. Yerküre üzerindeki sınırlı doğal kaynaklar, insan nüfusunun artması ve teknolojinin bilinçsiz bir şekilde kullanılmasına bağlı olarak tükenmeye başlamıştır. Doğal kaynakların bilinçsiz ve savurgan bir şekilde kullanımı, yerküre üzerindeki yaşam-destek sisteminin bozulmasına, biyosistem ve ekosistem dengelerinin tahribatına yol açmaktadır. Temel ihtiyaçların vazgeçilmez kaynağı olan su, toprak, bitki ve hayvanlar ile onların yaşama ve barınma ortamları bozulup yok olmakta, bu bozulma ve yok olmalar küresel anlamda çevresel felaketlere yol açmaktadır. Bu sebeplerden ötürü, biyoçeşitliklik konusunda yapılacak araştırma ve uygulama faaliyetleri, doğal kaynakları tüketmeyecek, insanların ihtiyaçları kadar kullanacğı ve hatta günümüze kadar eksilmiş değerleri yerine koyabilecek sistemleri geliştirmek adına bilim dünyasının “sorumluluk alanı”na girmektedir.
Bu sebepten yapılacak çalışmaların biyoteknoloji ve moleküler biyoloji alanlarındaki modern teknolojiler kullanılarak bölgedeki canlıların genetik yapılarının incelenmesi, tür içi ve türler arası farklılıkların keşfedilmesi ve mevcut potansiyelin ekolojik dengelere zarar vermeden, yukarıda da belirtilen ve biyoteknoloji ile ilgili alanlarda değerlendirilip insanlığın yararına sunulması gerekmektedir.
Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi'nin her geçen gün kendini geliştirmekte olan modern laboratuvar donanımları ve akademik birikimi, bölgenin biyoçeşitliliği üzerinde yapılacak araştırmalarda, ulusal ve uluslararası kurum ve araştırmacılar için imkân ve fırsatlar sunmaktadır. Doğal biyoçeşitlilik potansiyelini araştırma, koruma, depolama ve eğitim faaliyetleri ile bölgesinin referans merkezi olmayı amaçlayan “Manas Üniversitesi Biyoteknoloji ve Biyoçeşitlilik Araştırma ve Uygulama Merkezi”; üniversite içi ve üniversite dışı ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlarla işbirliği halinde biyoçeşitlilik konusunda değişik toplum kesimlerine teorik ve pratik düzeylerde eğitimler vermeyi, temel ve uygulamalı araştırmalar ve projeler yapmayı, biyoçeşitlilik veri tabanlarını oluşturmayı, kamuoyunu biyoçeşitlilik konusunda aydınlatmak amacıyla panel, kongre, konferans ve bunun gibi toplantılar düzenlemeyi ve danışmanlık hizmetleri vermeyi çalışma ilkeleri olarak kabul etmiştir. Bu amaçları yerine getirirken de en son modern teknikleri kullanarak çağı yakalamayı, hatta bir öncü olmayı hedeflemiştir.
{gallery}merkez{/gallery}